Barış Özcan ile Adobe Creative Cloud Röportajı – II
Adobe Teknik Satış Müdürü Barış Özcan ile Creativ Cloud söyleşimiz kaldığı yerden devam ediyor.
H.Y: Bunların yanı sıra bir Behance entegrasyonu var, o nedir?
B.Ö: Aslında az evvel söz ettiğim gibi CC’u tek bir ürün olarak görmemek lazım, bu bir eko-sistem, bir platform, tasarımcıların ihtiyaç duyacağı her şey. Her tasarımcı için bir ofis gerekir, CC’u bulutların üzerine kurulmuş sanal bir ofis gibi düşünülebilir.
Behance tasarımcılar için önemli bir mecra, Adobe Behance’ı bir süre önce satın alarak bünyesine kattı. Satın alma öncesi bir araştırma sürecinde dünyadaki en iyi portfolio sitesinin Behance olduğuna karar verilerek bu gerçekleşti. Aynı zamanda Behance üzerinde dönen gerçek bir ekonomi var, uluslararası iletişim kurmak Behance üzerinden çok kolay ve hızlı.
Bu arada hatırlatmak lazım, CC Team versiyonunda yılda iki kez Adobe Creativ uzmanları ile canlı toplantı yapmak ta mümkün oluyor.
CC üyesi olunca tek program için bile üyelik alınsa aynı zamanda Behance ProSite -ki yıllık 100 Dolar gibi ücreti olan bir servis bu- üyeliğine ücretsiz, ekstra bir ödeme yapmadan sahip olunabiliyor. Bu da bir tasarımcı için son derece önemli bir detay.
H.Y: Peki CC teknik olarak nasıl kullanılacak, programlara nasıl erişelecek?
B.Ö: CC üyesi olduktan sonra karşınıza gelecek ekranda tüm programlar mevcut, buradan ihtiyacınız olan programı seçerek download edip bilgisayarınıza kuracaksınız. Yani işlem aslında çok basit. Bir download manager programımız mevcut ve işleri bunun üzerinden yürütmek çok kolay. Tüm güncellemeler ise tek bir butona tıklayarak başka bir işleme gerek kalmadan yapılabilecek.
H.Y: Bir örnek vermek gerekirse diyelim bilgisayarım yandı, yeni bir makine aldım ne yapmam gerek?
B.Ö: Hiç bir şey, o noktada tek bağlayıcı etken Adobe ID’si. Yeni bilgisayarına hemen CC üzerinden dilediğin programları kurabilir ve kullanmaya başlayabilirsin. Ekstra bir işlem yapmaya gerek yok.
Hatta arkadaşının makinesinde, ya da işte Mac versiyonunu evde Windows kullanabilirsin, kendi AdobeID’ni kullanarak istediğin platform ve makinada CC kullanmak mümkün.
Hatta kendi ID’ni kullandığın için tamamen sana özel bir örneğin Photoshop kullanıcısı isen senin düzenlediğin ara birimlerin, panellerin hatta renk paletin geliyor. Yani kendine özel olarak düzenlediğin tüm özellikler platform ve cihazdan bağımsız olarak Adobe ID’si ile her yere taşınıyor. Tüm programlardaki tüm ayarlar on line olarak tutuluyor.
H.Y: Peki kaç tür ürün mevcut, yani bireysel kullanımın dışında? Bir de fiyat politikası ne şekilde olacak?
B.Ö: 3 tür satın alma yapabilmek mümkün, bireysel, takımlar için ve kurumsal. Fiyatlar dünyanın her yerinde aynı olacak, eskisi gibi dil ya da sürüm farklılıklarından doğan fiyat değişiklikleri CC üzerinde artık olmayacak. Ödeme ise iki türlü gerçekleşecek, yıllık taahütlü aylık ödemeler şeklinde ya da sistemden dilediğiniz zaman çıkabileceğiniz normal aylık ödemeler şeklinde.
Ancak elbette yıllık taahüt ile almak çok daha mantıklı, çünkü fiyat oldukça hesaplı hale geliyor.
H.Y: Sonuç olarak toparlamak gerekirse Creative Cloud bir tasarımcının hayatının, ekmek, su gibi bir parçası olacak.
B.Ö: Çok doğru, Adobe’nin 14 ürünü CC ekini aldı, CC eki ne dersek, herkesde bir CS7 beklentisi vardı, ancak CS serisi sonlandığı için bu ürünler tekil olarak yeni versiyonları ile Creative cloud üzerinde olacaklar.
Bunların dışında CC tasarımcılar ve müşteri ilişkileri konusunda da işleri kolaylaştırıyor, dosyaları Adobe’nin bulutunda saklarken hiç bir işlem yapmadan müşteri ya da çalıştığınız kişilere bir link yollayarak onlara özel gösterim yapabilir, ya da takım çalışmalarında yine Cloud üzerinde tutulan dosyalar ile versiyonlu çalışmalar yapmak mümkün.
H.Y: Bu uzun, keyifli ve bilgilendirici sohbet için çok teşekkür ederim, Adobe kullanıcılarına, yaratıcı uzmanlara iletmek istediğin bir mesaj var mı?
B.Ö: Adobe’nin gelecek vizyonu tamamen onlar için kurgulanmış durumda, çok daha keyifli ve yaratıcı araçlar ile kariyerlerine devam edecekler şüphesiz.
Bir de unutmadan belirtmem gerek 24 Mayıs’ta gerçekleşecek Creative Days etkinliğine tüm yaratıcı uzmanları, grafiğe emek verenleri ve şüphesiz Adobe kullanıcılarını bekliyor olacağız.
Adobe’nin organize ettiği dünya turnesi kapsamında 3. ayak Türkiye ve inanılmaz bir etkinlik olacak, bu yılın konukları Rufus Deuchler, Paul Trani ve daha önce 2010 yılında da İstanbul’a gelerek tadı damağımızda kalan bir şova imza atan Adobe’nin Dünya Çapındaki Evangelisti olan Jason Levine. Dünyaya Türk ve İstanbullu yaratıcı tasarımcıların sesini duyurmak için herkesi özel sayfamızdan kayıt olmaya davet ediyor ve teşekkür ediyorum.
Adobe Teknik Satış Müdürü Barış Özcan’a Tasarımcı’nın El Çantası için yaptığı bu özel söyleşi ve verdiği bilgiler için çok teşekkür ediyorum.
Creative Cloud uygulamalarına bu adresten erişebilir, test edebilir, satın alabilirsiniz.
“Hatta arkadaşının makinesinde, ya da işte Mac versiyonunu evde Windows kullanabilirsin, kendi AdobeID’ni kullanarak istediğin platform ve makinada CC kullanmak mümkün.”
Örn bir üyelik alıp bunu bir kaç kişi kullanmak mümkün olacak yani?
Bireysel hesap ile ticari işler yapabiliyor muyum veya ofisime bireysel hesap alabiliyor muyum ?
Bu programı kullananlar aylık lisans ücreti ödemek zorunda kalacakmış. Aylık 20-30$ civarında olacakmış diye duymuştum. Ama öyle olursa enazından Türkiyede tutmaz. Acaba ne gibi farklılıklar bizi bekliyor şimdiden meraklanıyorum.