
Kullanıcı odaklı tasarımın bana sorarsanız ilk adımı olan persona’lara inanmayanlar azalmadıkça, kullanıcıyı düşünen ve ona hizmet eden sitelerin artmayacağını düşünüyorum.
Durup dururken nereden çıktı bu derseniz; bir süredir aklımda olan bir konuydu aslında.
Ülkemizden zaman zaman kaliteli, verimli projeler çıkıyor, çok para kazanan çok satış yapan web siteleri de var. Bunlara bir diyeceğim yok zaten. Ancak ne kadar büyük, zengin, para kazanan ve hit alan siteler de olsa, onlar kendileri için önemli buldukları içerikleri, akışları sunuyorlar. Sizin yani kullanıcıların ihtiyaçları ve görmek istediklerini değil.
Ticari arzular, zaman zaman ihtiraslar ve hırs proje üretenlerin gözlerine perde inmesine sebep oluyor. Ve bir anda sadece kendi ihtiyaçlarını ve gerekliliklerini ön sıraya koyarak düşünmeye başlıyorlar.
Peki nedir bu persona?
Persona aslında kelime olarak bireyin günlük yaşamdaki ihtiyaçlarıyla ilişkili olan tavrı tanımlamakta. Bunu eğer projeniz ya da siteniz için özelleştirmek isterseniz, sitenizi kullanacak kişilerin tahmini davranış biçimlerini belirlemek olarak tanımlamak mümkün.
Userspots’un blog’unda bu konuya ilişkin detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.
Mesela Tasarımcı’nın El Çantası için bir geliştirmede bulunmak istesem çıkaracağım persona kişilik kartı şöyle olurdu sanırım.
Site içi tüm akışları da bu sanal kişilik ve tahmini davranış biçimleri üzerinden planlardım. Bu planlama içerisinde elbette bu kişinin arzu ve beklentilerini yerine getirirken, arada da ona sunmak istediğim şeyleri de homojen bir şekilde bu akışın içine ekleyerek hem onun faydalanması için çalışırdım.
Pazarlama, Business, Digital Marketing
Tasarımcıların duyduğunda koşarak uzaklaşmak istedikleri üç kavram. Çünkü onların bitmek bilmeyen arzuları, tasarıma eklemek istedikleri fonksiyonlar ve hatta zaman zaman estetik unsurlar tasarımcılarca olumlu karşılanmayabilir.
Bunun sebebi ise genelde, işin estetik değerini kaybedilmesinden ziyade, kullanıcının beklentileri tarafında yaratılacak boşluktan kaynaklanır.
Kullanıcı Odaklı Çalışmak
Bir proje toplantı masasına konup detayları anlatılmaya başlandığında, yeri gelip peki kullanıcı bu akışın neresinde sorusuna sıklıkla alacağınız yanıt: “Biz aslında hep kullanıcıyı düşünüyoruz!” ise buna inanmayın. Ne yazık ki hala ülkemizdeki bir çok proje, kullanıcıyı odak noktası olarak almak yerine, onlara daha fazla ne satarız, daha çok nasıl para kazanırız, daha fazla nasıl tıklatırız fikirlerinin peşinde koşuyor.
Oysa proje öncesi oluşturulacak persona’lar ile orataya çıkacak iyi bir analiz ve akış ile hem kullanıcıya istediklerini verebilir hem de satış yapabilirsiniz.
Hal böyle olunca kullanıcıyı amaç değil, cebindeki parasını almak için araç olarak gören, pazarlama, business, digital marketing gibi ekiplerin sonsuz ihtiyaçlarının köşe kapmaca oynadığı bir web sayfasında kullanıcı ne ilgilendiği konu ile ilgili yeterli içeriğe ulaşabilecek, ne de odaklanabilecektir.
Sayısız taksit tablosu, farklı ödeme opsiyonları, reklam bannerları, zorla yönlendiren butonlar silsilesi içerisinde kullanıcının kaybolmadan ilerleyeceğine inanma sanrısı, tabloya uzaktan baktığınızda aslında şirketlere kar değil zarar vermesine sebep olmakta.
Sonraki senaryo ise belli; toplantı odalarında kullanıcı bu noktada neden siteyi terk ediyor tartışmaları…
Oysa bir kez olsun kullanıcı odaklı düşünmeyi başarabilsek, bir kereliğine ona neyi vermek istediğimizi değil, onun neyi görmek isteyebileceğini hayal edebilsek herkes çok daha fazla mutlu olmayacak mı?
Yorumlar (2)
Ramizdiyor ki:
26 Kasım 2014 4:02 pmYeni bir konu ve gerçekten gayet net ifade etmişsiniz Hasan hocam. E-Ticaret sektörünün içerisinde yer alan birisi olarak kullanıcı odaklı düşünmek tasarımcı ve proje yöneticisi tarafında mümkün olup ipler yöneticinin elinde oldumu bu şekilde yürümemekte. Nedeni basit vermeden nasıl alabilirim bunun yollarını arıyorlar! Oysa ki verse misli ile feedback alacak haberi bile yok. Ama özel sektörde özellikle laf anlatmak çok zor. Anlatıyorsun ancak anlatılanların hangisini dikkate alıyorlar tartışılır..
maşrapadiyor ki:
27 Kasım 2014 4:31 pmçok başarılı bir yazı sağolun