
Bir süredir gündem ekşi sözlüğün yeni tasarımı konusunda kullanıcıların isyanı ile oluşurken şimdi bir de ekşi şeyler çıktı! Sözlük’teki yorumları okudukça hayret ettim, bir başka entry girmek yerine blogumda bu konuya iki satır değinmek istedim!
Önce sözlüğün yeni tasarımından söz etmek gerekirse, kimi eksikleri ile birlikte ihtiyaç duyulan yenilikleri makul oranda içeren bir geliştirme olmuş. Tasarımın kişisel beğenilerin ötesinde problem çözmesi ve fonksiyonalitesi ele alınacak olursa gayet yerinde bir iş çıkmış ortaya. Eksikleri yok mu? Var elbette ama bunlar da zaman içerisindeki geliştirmeler ile çözülecektir mutlaka.
Ancak bu noktada, muhafazakar sözlük topluluğunun direncini ilginç buluyorum. Bir çok yazımda da belirttiğim gibi, özellikle tasarım ve benzeri konularda genel olarak yeniliğe kapalı, modern işlerden keyif almayan, önünü açmayan bir toplumuz.
Bir tasarımcı olarak sık sık bana da “Eskisi Daha İyiydi!” şeklinde eleştiriler gelir. Genelde bu yorumlar için yanıtım ise nettir: “Eskisi daha iyi olsa yenisine ihtiyaç olmazdı…” Özellikle de arayüz tasarımı gibi her gün gelişen teknoloji ve trendleri takip etmek zorunda olduğunuz bir disiplin için eskide kalmak mantıksız ve verimsiz.
Genelde bu tip yorumları yapmadan önce düşünen ve neden diye sorgulamadığımız için önümüze konan hemen her şey hakkında olumsuzun ötesinde sert tepkiler veriyoruz.
Dün izlediğim ve bir çok insanın ayılıp bayıldığı Çaykur’un Çay Yoksa reklamı da buna bir örnek aslında. Çaysız kahvaltı olmaz tamam ama bir de tersten bakalım. Çay olmadığı için garsonun kemiklerini kırmaktan, kafayı gömmekten söz eden bir grup insanın videosu olarak gördüm ben bu çalışmayı.
Konu ne olursa olsun her hangi bir şeyi tolere edemeyecek kadar sabırsız ve huysuzuz. Neden bilmiyorum. Neyse daha fazla ahkam kesmeyi bırakıp konumuza dönelim.
Bir çok kaynakta da belirtildiği üzere açık renk zeminler üzerine yazılan koyu renkli yazılar, okunması en kolay içerikleri oluşturuyor. Sözlüğün yeni hali de -ki arka plan olarak seçilen hafif kemik rengi çok yerinde- bu teori üzerinden doğru şekilde konumlanmış.
Ancak bu noktada belki şu yöntem tercih edilebilirdi. Elimizde her şeye itiraz eden, yenilikleri bilhassa sözlük özelinde kabullenmeyen ve eleştiren bir kitle var. O halde kademeli bir geçiş, A/B testleri (Belki de yapılmıştır) ya da bir açık beta uygulaması olsa daha iyi olmaz mıydı?
Bunun üzerine kafa yorup tartıştığım yeni sözlük beni kör etti diyen bir kaç arkadaşıma sorduğumda değişken tema sisteminin onları çok mutlu edebileceğini öğrendim. Başta eski hali olmak üzere, yeni ve gece görüş olarak seçmeli renk temalarına gitmek bu eleştirileri göğüslemek için fena bir yöntem olmazdı belki de…
Bu konularda içerden aldığım bir bilgiye sahip değilim. Eminim bu fikirler düşünülmüş ve masaya yatırılmıştır. Diğer yandan bu keskin değişime de saygı duyuyorum. Net olarak güncel bir tasarım ve fonksiyonlara ihtiyaç varken bazı durumlarda kullanıcı görüşü almak, ona göre hareket etmek projeye zarar verebiliyor ve oyun alanınızı daraltabiliyor.
Bu gibi durumlarda fazla sorgulamadan kestirip atmak her iki taraf için de daha hayırlı bir seçenek. Eğer liderseniz gereken riski alıp farkı siz yaratacaksınız. Bu bir nevi sorumluluk aslında. Özetle sözlüğün yaptığı da bu tespitin ötesinde bir şey değil diye düşünüyorum.
Tüm bu karmaşa arasında sözlüğün yeni projesi ekşi şeyler de yayına giriverdi. Ve sözlük ahalisi bir kez daha ayaklandı. Bazı sağduyulu kullanıcılar hariç ilgili başlıkta okuduklarıma anlam vermem güç. Kullanıcı bazında, hadi onu geçtim toplum olarak seviyemizi bu kadar düşürmemeliyiz bence.
Her şey ne kadar basit bazıları için. Tasarım basit zaten bir gecede çıkar! Yazılım, o da öyle oda iki gün. İşte sana üç günde para makinesi!!
Bu ürünün ilk konsept tasarımlarını ben yapmıştım, aylardan Nisan idi. Konseptin/fikrin ürüne dönüşebilmesi ne kadar sürmüş gayet ortada. Öte yandan bu projede, ürettiği içeriğin kullanılmasından dem vuran yazarlar da hayret verici. Her sitenin kullanım koşulları vardır, sözlüğün koşulları da belli ve ortada. Fikrini yazıya dökerek umuma açıp, aynı mecrada farklı türde kullanılınca da hayıflanan yazarların bu tepkisi tek kelime ile tuhaf.
Bazı siteler kullanıcıların oluşturduğu içerikler ile (user generated content) gelişir ve hayat bulurlar, sözlük de bu sistemin dünyadaki ilk ve en başarılı örneklerinden biri.
Her gün gelip sözlüğün kalitesinin düştüğünden dem vuran yazarların, tek amacı en kaliteli içerikleri daha rafine şekilde direkt kaynağından sunmayı amaç edinen güzel bir projeye ölene kadar vurmasını, 17 senelik bir sözlük kullanıcısı olarak anlamakta güçlük çekiyorum.
Bu projede amacın para kazanmaktan çok kaliteli içeriği, “çöp” içerikten ayıklayarak kullanıcıya sunma fikri hep ilk planda oldu. Katıldığım toplantılarda da masaya gelen ilk konu hep buydu.
1999 yılının sonlarında ortak bir arkadaşımızın ofisinde Sedat’ın (ssg) bizzat beni sözlük kullanıcısı yapması ile başlayan sözlük maceramda yolum bir süre sonra da şu an sözlüğün başında olan Başak Purut (Kanzuk) ile kesişti.
Bu iki adam da sanıldığı gibi paragöz, kötü niyetli ve vurdumduymaz insanlar değil. Aksine bu ülkede belki de hiç bir mecrada, hiç bir kimseye verilmemiş özgürlükleri sunan bir platformun yaratıcıları. Daha uzun detaya girmek istemiyorum, yazı bitmeyecek çünkü. Ancak ölümüne vurmadan önce bir soluklanıp tabloya uzaktan bakmak her zaman daha verimli sonuçlar doğuracaktır.
Yeniliklere aç, açık ve arayan bir internet kullanıcıları topluluğu olmamız dileği ile…
Sonradan gelen edit
Sonuca bakıldığında beklediğimden farklı bir şey olmadı sosyal medya ve çeşitli mecralarda yoğun eleştiri geldi bu yazıya. Ancak bizde eleştiri bir olguyu iyi ve kötü yönleri ile ele almak yerine vurun abalıya şeklinde hayat bulduğu için biraz ağır oldu sanki. Sağlık olsun…
Kemik rengi konusunu da açayım yer gelmişken. Benim monitör kalibrasyonumdan olsa gerek bana hala hafif kemik gözüküyor arka plan. İnceledim tam beyazmış gerçekten. Daha dikkatli yorumlamam gerekirdi. Ancak tam beyaz olmasının hafif kemiğe göre (!) teknik olarak daha yerinde bir seçim olduğunu belirtmeliyim.
Bu ilişki mevzularını oldum olası sevmedim. Madem konusu geçmiş söyleyeyim, Sedat’ı (ssg) en son Mayıs, Başak’ı (kanzuk) ise Haziran’da gördüm. Aramızda ne tip bir ahbap çavuş ilişkisi olabilir bilemiyorum. Öyle bir samimiyetim de hiç olmadı. Beni tanıyanlar babamın oğluna eyvallahım olmadığını da bilir. Asıl canımı acıtan bu yazının ısmarlama olduğunun düşünülmesi. Konulara aşırı obsesif yaklaşan sözlük kullanıcılarının tek taraflı düşünmeye ve taraf olmaya fazlaca eğilimli olmalarının bu sonucu doğurduğunu düşünüyorum.
Blogumda yazdıklarım, kendi düşüncelerim, analizlerim ve tespitlerim. Bunları yazarken mümkün olduğu kadar kişisel beğenilerin, zevklerin dışında kalmaya, etrafından dolaşmaya çalışıyor, konulara mümkün mertebe teknik ve proje perspektifinde yorumlar getirmek için uğraşıyorum. Ancak bunlar en nihayetinde kendi düşüncelerim. Birilerini bağlamak zorunda değil.
Hal böyle iken egolu, bilirkişi tavrı sergileyen, ben bilirimci yazılar yazan biri olarak eleştirilmeyi de haksız buluyorum. 20 yıldır web arayüz tasarımı yapıyorum ve evet bazı şeyleri biliyorum. Kendine saklayanların aksine bu bildiklerimi de paylaşıyorum.
17 yıllık sözlük kullanıcısı olarak benim de yanlış bulup dile getirdiğim hemen her problem için mantıklı ve bir ihtiyaçtan doğan değişimler olduğu konusunda bir çok kez ikna oldum. Ancak bu derece kullanıcısına malolmuş bir yapının daha temkinli bir değişim süreci yaşaması gerekliliğinin altını çizmekle birlikte, bazen bu tip değişimlerin bu keskinlikte olmasının kaçınılmaz olduğunu da bir kez daha hatırlatmak isterim.
En nihayetinde bilirsiniz ki haters gonna hate diye bir laf vardır. Sevgiyle kalın…
Yorumlar (51)
Onur Şenderediyor ki:
5 Mart 2016 3:29 pmMerhaba,
Konuyla ilgili yazınızı oldukça beğendiğim. Katılmadığım noktalar var daha çok bilgiye dayalı görüşlerinizden oluşan bu noktaları anlayabiliyorum. Ben de konuyla ilgili blogumda bir yazı yazdım: http://www.onursendere.com/eksi-sozlukten-aci-girisim-eksi-seyler.html
Ekşi Şeyler’le ilgili katılmadığım noktalara değinmem gerekirse, yasal olarak bir şeyleri garanti altına almak işin manevi kısmını da garanti altına almıyor. Ben Ekşi Şeyler ürününün üreticilerin gönül rızası ile ortaya konmuş içeriklerden oluşmasını tercih ederdim. Mesela bir yazar içerik giriyorsa gönder tuşunun yanında bunun Ekşi Şeyler’de kullanılmasını kabul ediyorum seçeneği ile onaylayabilirdi.
Ekşi Şeyler’in asıl sorunu telif hakları olacak. Çünkü yazarların içeriklerinin özgün olma zorunluluğu yok. Onlar kopyalayabilir ve şu andaki birçok içerik de kopya.
Tasarım konusu benim zevkime göre yorucu ve kullanışsız. En azından gri arka plan olarak değerlendirilebilecek yerler olduğunu düşünüyorum.
Sevgiler.
Ömerdiyor ki:
5 Mart 2016 3:40 pmDeğişim yerinde olmuş, tek sıkıntı sert geçiş olmuş olması. Eski tasarıma dönüş seçeneği konulsa sıkıntısız bir geçiş olurdu. Bundan 1 ay sonra yeniliğe direnen kullanıcılar bile eski tasarımı tekrar gördüklerinde yeni tasarıma haksızlık yaptıklarını anlayacaklardır.
Ayhandiyor ki:
5 Mart 2016 10:18 pmYazının 3 te 1 ini okudum, neden okudum hiçbir fikrim yok. (Tamamını neden okumadığım yazının sonunda)
Öncelikle yazı “Bomboş.” Hiçbirşey anlatmıyor, ekşi sözlük yönetimine yönelik bir yaranma eyleminden öteye gidememiş bir içerik.
Binlerce kişinin şikayetçi olduğu durumu anlamamış, sadece belli başlı kişilerin takdir edişini çok ama çok net anlamış.
Sonrada modernizasyondan, falan filan işte bahsetmiş. Bilemiyorum moderasyon mu teklif ettiler acaba, olabilir. Toplumumuzda asıl değişmeyen şey bu işte. Haksız da olsa güçlünün yanında yer alıp yaranma çabası.
Şimdi gelelim yazının tamamını neden okumadığıma. Okuyamadım birader. Süt beyaz zeminde siyahın beyaz içeren (gri) tonu ile yazdığın için gözüm yoruldu. Yani gerçekten yoruldu.
Bu mantalideki bir kafa elbette ekşi sözlük tasarımını beğenir ama empati kuramaz işte.
Şimdi hadi bakalım yayınla bu yazıyı.
okandiyor ki:
5 Mart 2016 11:11 pmhayatımda okuduğum en boş yazılardan birisiydi. kaynak ne, neye dayanarak bu cikarimlari yaptiniz acaba. ozellikle “eskisi daha iyi olsaydi yenisine ihtiyac olmazdı” hayatımda duyduğum en saçma cümlelerden birisi. yenisine ihtiyaç duyan kim? sözlüğü kullananlar on binlerce yazar değil bunda hem fikiriz galiba. tasarimciya iş lazım, ihtiyac duyan o olmali.
cemrediyor ki:
5 Mart 2016 11:30 pmhala olayı “yeniliğe kapalı, modern işlerden keyif almayan” seviyesine indiren insanları hatta “tasarımcıları” görmek ne kadar acı. umarım müşterilerinizin şikayet ve isteklerini gerçekten anlayabiliyorsunuzdur.
buğradiyor ki:
5 Mart 2016 11:33 pmKendi adıma konuşursam, yeniliklerin her zaman arkasında duran, özellikle Türkiye gibi fikir, basın ve eylem özgürlüğünün bir hayli sınırlı olduğu bir ülkede, gelişimlerin, değişimlerin her zaman olması taraftarıyım.
Ekşi Şeyler platformu için, gerçekten güzel olmuş diyebilirim. Sözlüğün içinden “gerçekten” kaliteli olan entry’lerin seçilip herkesin görebileceği hale getirilmesi, günden güne kalite açısından kaybeden sözlük için olumlu bir gelişme.
Ancak ne yazık ki, yönetimin tasarım ve Ekşi Şeyler konusundaki telif hakları tepkilerine olan tutumları, Ekşi Sözlük’e yakışmayacak ölçüde katı oldu.
Ki özellikle buradaki yazıyı Başak Purut’un retweet’lemesi de, gerçekten yöetnimin sözlük yazar ve kullanıcılarıa olan bakışını, bir kez daha tüm çıplaklığıyla ortaya döktü. Tweet’te geçen “Ekşi Sözlük Vakası ve Türk kullanıcı profili” ifadesi, olayı açıklamaya yetecek zaten.
Sözlük kullanıcı sözleşmesinde geçen;
“..bunu engellemek için kullanılmasını istemediğiniz içeriği silmeniz veya hesabınızı kapatmanız yeterlidir..”
ifadesi gerçekten sözlük yönetiminin yazarlara uyguladığı haksız ve bir o kadar da zorba baskıları özetliyor. Bu nasıl bir ifade gerçekten?
İnsanlar yenilikleri desteklemiyor diyerek işin içinden çıkamazsınız.. Ben destekledim, yaptığınız her iki yeniliği de.. Gece görüş modu olmadan kullanamasam da, kimse kimseyi kandırmasın yenilik vs. diye, temanın kullanıcı dostu olmadığı aşikar.. Bırakın onları bir kenara, bu ifadeler ne?
İstemiyorsanız, beğenmiyorsanız, hesabınızı kapatır ve gidersiniz.. Gerçekten çok zekice(!) bir ifade olmuş, aklınıza sağlık.
mustafadiyor ki:
6 Mart 2016 1:30 amyazar olmadığın hukuki durumlara getirdiğin yaklaşımlardan o kadar belli ki…
neyse, eğer doğru düzgün bir fikir edinmek istiyorsan 99’da kullanıcı sözleşmesi neymiş, bugün ne olmuş onu araştırırsın. pek sanmıyorum ama…
fatih urasdiyor ki:
6 Mart 2016 1:57 ammuhtemelen ekşi sözlük pastasından pay kapma amaçlı, sayın kanzuk’a yaranma niyetli yazılmış bir yazı. sözlükle içli dışlı bir kullanıcı iseniz son değişikliklerin fonksiyonel bir getirisinin olmadığının, tasarım olarak “eh işte” kalibresinin ötesine geçemediğinin, o göz yakan arka fonun en kısık ışıkta bile metinleri okumayı nasıl da tatsız hale getirdiğinin farkındasınızdır. lakin bunları yazınızda belirtseydiniz sözlükteki diğer yüzlerce yazardan farkınız kalmazdı, haliyle gelecek iş teklifleriniz sıkıntıya düşerdi, siz de haklısınız.
bend.diyor ki:
6 Mart 2016 4:32 amaçık renk fonda koyu renk fontla yazılmış metnin okunabilirliği daha yüksektir, daha rahattır diye bir kaide yok; ton, tipografinin, kompozisyonun, ton seçiminin, kontrastın ve daha başka pek çok tasarım ögesinin birlikte ne kadar çalışıp çalışmadığıyla alakalıdır okunurluk/ okuma rahatlığı. ekşi’nin yeni renkleri ise fazla çiğ ve göz yoruyor, özellikle de uzun yazılar söz konusu olduğunda. beğenmeyen veya fikri sorulmadığı için rahatsızlık duyan insanları eleştirirken hiç olmazsa manalı tutarlı şeyler söylemek lazım- ayrıca ‘bir çok’ değil ‘birçok’, ‘oda iki gün’ değil ‘o da iki gün’.
BEND.diyor ki:
6 Mart 2016 4:42 am“genelde bu tip yorumları yapmadan önce […]” diye başlayan cümle (düşük bir cümle olması bir yana) yazının sor paragrafıyla çelişiyor, farkında değilsin. haydi bu (ve yazıdaki daha başka tuutarsızlıklar) bir yana tasarımcı geçiniyorsun ama şu yorum formunu doldururken URL’yi boş bırakabilmek gibi son derece basit bir seçeneği dahi tanımamışsın ziyaretçilerine. önce kendi sayfandaki fazlalıkları gereksizlikleri temizle, sonra ahkam kesersin.
kenandiyor ki:
6 Mart 2016 8:38 amIsste sibernetik, çağı yakalamış, inovatif Türk tasaricimcisi;
“Ne anlar bu sığırlar, koy onlerine yemlensinler”
Ne kadar tasarımcı bir insan.
Hasan kötü bir insan. Hasan gibi olmayın.
ekrem elmasdiyor ki:
6 Mart 2016 12:49 pmHasan Bey sizden ezbere konusmak yerine daha objektif olmanizi beklerdim. arkaplan rengi konusunda yaptiginiz gaf ne kadar kafa patlattiginizi ele veriyor zaten. bir seyin kitabina uymasi her zaman ortaya guzel bir deneyim cikarmiyor, look & feel ve user pattern cogu zaman bunlardan daha onemli. adam gibi bir elestiri okumak isterseniz https://eksisozluk.com/entry/58897429
Cemdiyor ki:
6 Mart 2016 1:28 pmskemörfik tasarımdan flata geçiş süreciyle bir de eski sözlük kullanıcılarının yoğun ısrarı üzerine açılan antiğin kapatılması bir yana, ülkemiz de satılan laptopların hala daha 1366×768 gibi babaanne devrinden kaldığını ve tarayıcılar ile websitelerinin de bu çözünürlüğe adapte olmakta zorlandığını hatırlatmakta yarar var, yeni arayüz aşırı derece de geniş yer kaplıyor öte yandan beyaz arka plan ve font büyüklüğü ise göz yorucu. kimi ya da kimleri tanıdığınız veyahut kaç yıldır sözlük kullanıcısı olduğunuz bir yana sözlük yazarlarını kaale almayan bir yönetim var, burada megolaman ve bilirkişi tavrı sergilemiyor kimse eskisi iyi olsa yeniye ihtiyaç olmazdı diye bir slogan atmışsınız ortaya peki ben size soruyorum; milyonlarca kullanıcının bu konuda ki tavrı haksız mı sizce ?_ 2007 olaylarını hatırlatmaya lüzum yok sanırım, bundan önce 3 yazar hesabımın tüm entrylerini silmiş birisi olarak bugün de 4.kez aynı etkinliği yapıyorum, insanların fikirleri ve görüşlerine saygıyı olmayıp, yenilik adı altında saçma bir formatı ekarte ederek insanları bunu kullanmaya zorlayan bir yönetimi de kabul etmiyorum.
KANZUK YALAYICIdiyor ki:
6 Mart 2016 7:42 pmkanzuk’u ben de çok severim. yaptığı her iş çok güzeldir. bana iş verir misin kanzuk? ssg’yi de çok beğeniyom. ssg bana para versene.
bu yazıma eleştiri çok geliyor. sağlık olsun
Hasan Yalçındiyor ki:
6 Mart 2016 8:01 pmGelen yorumları silmiyorum, sansürlemiyorum. Herkesin fikrine saygı duyuyorum, ancak terbiyesizliğin de manası yok.
başak purutdiyor ki:
6 Mart 2016 10:27 pmparalı köpekler.
Formatci Sedatdiyor ki:
7 Mart 2016 1:09 amEkşi Sözlük özel isim. “eksi sözlüğün” değil “ekşi sözlük’ün”.
Serdar cevherdiyor ki:
7 Mart 2016 1:10 amYazınızın daha en başından, başlığından sakat olduğunu düşünüyorum. Burada sergilenen tavrın Türklükle ne ilgisi var? Muhafazakâr kullanıcı profili diyebilirdiniz, bu çok daha geniş ve milletlerden bağımsız – kullanım alışkanlıklarına ilişkin bir tanımlama olurdu.
Kullanıcılardan birçoğunun getirdiği eleştiriler arka planın tam beyaz olmasına işaret ederken, sizin bu duruma ancak yazınızı yazıp, yayımlayıp, sonrasında gelen tepkileri okuyup, en sonunda arka planı inceleyerek vakıf olmanız bence yazınızı ciddiye alınabilir olmaktan çıkarıyor. 20 yıldır web arayüzü tasarımı işiyle uğraşan bir insan olarak, sayfayı inspector’da açıp body elemanını seçerek sağdan rengine bakmayı biliyorsunuzdur diye tahmin ediyorum, ancak özellikle de bunu çok geç yapmış olmanızdan ötürü, gelen tepkilerin ne gibi sorunlar üzerine yoğunlaştığını tam olarak algılamadan yanıt verme refleksiyle hareket ettiğiniz sonucunu çıkarıyorum.
Yazınızda bulunan ilginç argümanlardan biri de, “Eskisi daha iyi olsa yenisine ihtiyaç olmazdı”. Doğrudan “If it ain’t broke don’t fix it” diyerek bunu tam tersine çevirebilirim. Hele ki yapılan güncellemeler var olan işlevleri kullanılamaz kılıyorken. Mesela yukarıdaki paginator’ın holder’ı görevinde bulunan paginator-container sınıfına sahip bir div’i çat diye kaldırıp, sonrasında ortaya çıkan sonucu (yani paginator’ın blok elemana dönüşmesi) süzememek, bu nedenle 24 saate yakın süre boyunca başlık altı menüsünü çaktırmadan gizleyen paginator’ı düzeltmemek, en nihayetinde on binlerce insanın birden fazla sayfa içeren başlıklarda şükela modunu, başlıkta ara linklerini kullanamaması, bunlar tam olarak bu sonuca çıkıyor. Sanıyorum ki bu konularda iyi kötü aynı fikri paylaşıyoruz diyecektim ki, “oyun alanını daraltmamak adına böyle kararlar almanın mantıklı olabileceği” sonucuna ulaştığınızı gördüm.
Bu kadar köklü değişiklikleri getirmek zaten büyük bir risk iken, bu değişikleri bu kadar amatörce ve kullanıcıya saygısız bir tavırla getirmek bence işi iyice çığrından çıkardı. Ben burada saygısızlıktan kasıt olarak herhangi bir açıklama yapılmamasını veya tercih edilen tasarımda diretilmesini falan kastetmiyorum. Çok bariz olan amatörce hataların dahi test edilmeden production’a gönderilmesinden ve insanlarının elinin altındaki çalışan sözlüğün bozulmasından bahsediyorum. Amatör projeler için kabul edilebilecek sorunların, yıllık yüzlerce milyon tekil trafiği olan bir site için bu denli pervasız bir şekilde esgeçilebilmesini ancak gayrıciddilik ve saygısızlık olarak yorumlayabiliyorum.
Son yorumum da kişisel sitenizle ilgili: İçeriğin kopyalanmasını engellemek için koyduğunuz ekstra kod, yorum yazarken yazınızdan referans verilmesini güçleştiriyor. Halbuki isteyenin o içeriği istediği gibi çalabileceğini zaten biliyorsunuz. Kullanıcı deneyimi açısından sağ tıkın, seçmenin, kopyalamanın vb. engellenmesi bence 90’larda kalmalıydı, eğer konumuz inovasyonsa onu da esgeçmiş olmayayım. :)
Ayrıca yorumu post edene kadar captcha timeout oluyor. Bunu tahmin ettiğim için yazdıklarımı kaybetmemek adına textarea içine yazdığım yorumu kopyalamak istedim, ona bile izin vermeyecekti neredeyse site. :) Cmd + A ile seçemiyorum, ancak fare ile metni seçebiliyorum. Sağ tıklayıp kopyalayamıyorum, ancak Cmd + C ile kopyalayabiliyorum. Captcha eklentisi üzerine tıklanınca yenilenebileceğiyle ilgili hiçbir ipucu vermiyor. Bunlar hep UX açısından sıkıntılı detaylar diye düşünüyorum.
DREAMdiyor ki:
7 Mart 2016 1:27 amekşi sözlük tasarımını ve arka planının beyazlığını bu kadar savunuyorsunuz ancak, kendi sitenizde “gri” bir background kullanmışsın.
saçma ve enteresan bir dsurum değil mi?
siz doğrusunu yapmışsınız ancak doğrusunu yapamayan insanları savunmak için uzunca bir yazı döktürmüşsünüz.
tek kelimeyle yazık.
tolga burandiyor ki:
7 Mart 2016 1:53 amben sunu anlamiyorum. sorunlu icerikten yazar sorumluyken, guzel icerik neden sozlugun mali haline donusuyor? bu adam bir de hukukcu. hukuku kendi cikari icin kullanan ikiyuzlu bir acgozden baska bir sey degil aslinda. kullanici sozlesmesi yapiyor, sozlesmenin sonunda, ne zaman istersek degistiririz, size haber vermek zorunda degiliz, sizin goreviniz her gun sozlesmeyi kontrol etmek yazacak kadar da adil bir insan.
bir Okuyucudiyor ki:
7 Mart 2016 1:54 amDeğişime karşı olma durumu Ekşi okur-yazar kitlesine yöneltilebilecek en ilgisiz eleştiridir. Sosyolojik kavramları yerinde kullanmak gerekir.
Günümüzde şirketler, kurumlar kullanıcı/tüketici beğenisini dikkate alarak değişimler yapmaktadır. Merkeziyetçi ve tek elden karar alma durumları eskide kalıyor. Bu yönüyle Ekşi’deki 28 Şubat değişiklikleri usul ve yöntem bakımından çağın gerisinde kalmıştır.
tamerdiyor ki:
7 Mart 2016 9:24 ambir meslektaşınız olarak sizi ilgiyle takip ederdim, ancak bu ısmarlama yazınızdan sonra soğuduğumu söylemem lazım.
tam bir danışıklı dövüş durumu var yazınızda.
ama bir tasarımcı olarak “#fff” hex kodundaki bir renge “kemik rengi” dediniz ve bu dövüşü kaybettiniz.
Ahmetdiyor ki:
7 Mart 2016 10:43 amYıllardır bende sizi severek takip ederdim fakat cidden bu danışıklı dövüş yazınız hiç şık olmadı.
ferdi çıldızdiyor ki:
7 Mart 2016 10:55 amBence bu yazı kullanıcıların ihtiyaçlarını/isteklerini kaale almayan, tasarım kötü değil siz anlamıyorsunuz diyen bir yazı olmuş. Nerede kullanıcı deneyimi/psikolojisi? Ben 20 yıldır arayüz tasarlıyorum, bir şeyler de biliyorum dedikten sonra egonuzu bir kenara bırakın demek de ayrıca tezat olmuş. Ekşi sözlük şahsına münhasır bir site ve bu tarz değişikliklerin tepki toplaması çok normal. Sol frameli bir site gördüğümüzde aklımıza hemen ekşi gelir mesela.
Ayrıca ekşi şeyler de onedio gibi olmuş. Bir tasarımcı olarak ben tutmadım. Okuması ekşideki kadar zevk vermiyor. Ayrıca yeni tasarımla ekşi sözlükte değilmişim de benzeri bir sitedeymişim gibi hissediyorum.
Bence yeni tasarımdaki asıl hedef reklam göstermek. Açılan menüde bile reklam gördüm. Kolay gelsin.
İsimsizdiyor ki:
7 Mart 2016 11:11 amYazılan yazı bence son derece yanlı olmuş ve siz de bir tasarımcısınız, bir tasarımcının gözünden son derece yanlış ifadeler var. Bir defa size tasarım konusunda gelen müşterilere siz yapmış olduğunuz tasarımı, “Bu böyledir bunu kabul edeceksiniz bitti gitti!” mi diyorsunuz, yoksa müşteriye saygı gösteriyor musunuz? Kaldı ki Ekşi Sözlük’teki yazarlar müşteri bile değil, müşteriye gönüllü olarak hizmet sunan bireyler. Siz (Sözlük yönetimi) insanlara zorla bir şeyler dayatırsanız buna haklı olarak bir tepki doğar, bunun da muhafazakarlıkla, şununla bununla ilgisi yok. Bembeyaz tema göz yoruyor, yazılar okunmuyor diyor yazarlar; Sözlük yönetimi ise yazarları muhafazakar olmakla suçluyor.
Önce bir neyi, niye eleştirdiğinizi bilin. Sizinki sadece, Ekşi Sözlük yönetimini tema değişimi yüzünden pohpohlayan yanlı bir yazı gibi geldi bana. Yanlı değil, tarafsız biçimde eleştirmelisiniz bu tarz değişiklikleri. Ekşi Sözlük’ten bahsediyoruz, köşedeki dönercinin web sitesinden değil.
Aylin Batıdiyor ki:
7 Mart 2016 12:54 pmAbi selamlar,
Şu yazınla bu arada oluşturduğun bloğuna ve seni severek takip edenelere ihanet ettiğinin farkına varırsın umarım.
Yapma abi ekşi sözlüğün tasarımının felaket olduğunu sende biliyorsun hatta hepimizden fazla sen biliyorsun.
Edadiyor ki:
7 Mart 2016 1:53 pm2006’dan beri sözlükte okurum.Yanılmıyorsam geçen sene yapılan değişiklikle hesabı olmayan kişilerin başlık akışlarını gündem dışında görememesi durumu oluştu.Bu değişiklikten sonra bir hesap aldım. O da tek entry bile girmediğim bir çaylak hesabı. Okur olmaya başladığım zaman yazacak bir şeyim yoktu, yazacak şeylerim olmaya başladığı zaman da sözlük eski sözlük değildi. O yüzden yazar olmak gibi bir amacım olmadı, olacağını da sanmam. Daha önceki değişiklikler bana kötü gelmemişti ama bu sefer yapılan tema değişikliği tek kelimeyle “korkunç”. Gece gündüz her fırsatta okuduğum sitedeki yazıları, fikirleri, bilgileri okuyamaz hale geldim. Özellikle gece uyumadan önce kesin sözlüğe girip bir şeyler okurum ama şu anda okuyamıyorum. Çünkü gözümü ekrandan çektiğim an gözümün önünde beyaz çizgiler oluşuyor. Ekranda okuduğum şeyler gitmiyor bir süre. O kadar göz alıyor yani ki bu durum sürekli gece görüş modunda okuduğum halde oluyor normal modu hiç söylemiyorum bile. Facebook, Twitter, Reddit gibi sitelerin de arka fonu beyaz deniliyor ama Facebook ve Twitter (Reddit ile alakam yok bilmiyorum) sürekli yazı akışının olduğu siteler değil. Hele Facebook videodan, fotoğraftan ve iki satır yazıdan başka fazla şey içermiyor. Nasıl tamamı yazı olan bir siteyle bu siteler karşılaştırılır anlamak mümkün değil. Bu sefer olmadı demek bu kadar mı zor?
SANINÇ ÖZBİLENdiyor ki:
7 Mart 2016 2:14 pmYahu iyi tamam, çok harika olmuş tasarımınız da, i. sözlükçülerin asıl tepki gösterdiği şeyin, sözlüğe üye olurken “imzalamış bulundukları” kullanıcı sözleşmesinin Başak Purut tarafından keyfi bir şekilde değiştirilmesi olduğunu atlamış yahut görmezden gelmişsiniz, ii. bir üst otorite, jüri eliyle seçilerek önümüze sunulan “kaliteli içerik”lere ihtiyacımız yok bizim. Bu ayrıca itici. Kaldı ki kimse ekşi şeyler üzerine eleştirisini tasarımı üzerinden yapmıyor.
mehmetdiyor ki:
7 Mart 2016 2:46 pmKemik rengi dimi arkaplan? #FFF kemik rengi? eline klavye alan otorite gibi blog yazarsa böyle olur işte.
dürümdiyor ki:
7 Mart 2016 4:22 pmaynen öyle ekşi şeyler gerçekten çok güzel, sesege ve kenzuk denilen şahıslar mikemmel. nakit mi ödeyeceksiniz, kredi kartı mı? yalayacaklarım bu kadar.
Muhammed M. Topkayadiyor ki:
7 Mart 2016 4:51 pmO değil de, monitörünün kalibrasyonu bozuksa, şimdi bütün yaptığın tasarımları kontrol etmek zorundasın.
cengiz yurdakuldiyor ki:
7 Mart 2016 10:50 pmbu yazıyı hangi veriye dayaranarak, türk internet kullanıcısı hakkında veya sözlük yazarları hakkında çıkarımlarda bulundunuz anlamadık. elinizde kullanıcı araştırması varsa paylaşın herkes görsün. haa yoksa kullanıcılardan böyle datalar toplanmadıysa allah aşkına bir tasarımcı monitör kalibrasyonu veya contrastını vb. olayları yapmadan nasıl tasarım yapıyor onun hakkında bence bir kitap yazın siz.
hee bence siz bu yazıyı silersiniz. mükemmel tasarımcı bey
Uğurdiyor ki:
7 Mart 2016 11:12 pmİşte insanların en çok zoruna giden de bu. Aptal yerine koymanız. Ben yaptım olacak. Ülkede gücü ele geçirende delirme. Gücü görende yaranma en üst düzeyde. Üstte her şeyi açık açık yazmış arkadaşlar. Html koda baksaydınız koskoca yazıyı yazarken keşke. İşte bunlar hep ben en iyi bilirimler. (İyi niyetinize inanarak bir yorum yazdım)
Abuzittin Conembönemdiyor ki:
8 Mart 2016 3:00 pmHasan Bey, görüşlerinizi çok beğendim. Tam aynı kafadayız çünkü.
Gezi olaylarına gelince, neden bu kadar tepki veriliyor anlamıyorum! Toplum olarak seviyemiz gerçekten çok düşmüş… Koskoca başbakan kaç ağaç kesildiyse fazla fazla dikilecek, Topçu Kışlası sayesinde park halka açılacak diyor. Yalan mı söyleyecek? Ayrıca İstanbul’a milyorlarca ağaç diktiler.
ozgur t.diyor ki:
8 Mart 2016 6:22 pmMerhabalar Hasan bey,
Sözlükte oluşan bu tepkinin tasarım ve ekşi şeyler ile olan alakası bunların bardağı taşıran son damla olması, insanlar yıllardır ekşi sözlüğün başka bir şeye dönüştüğünü düşünmekte ve bu iki konu artık tepkilerin kartopu misali çoğalmasına sebep oldu, bu konuyu sadece son değişikliklere bağlamak o yüzden konuyu basitleştiriyor.
Tasarım konusuna gelince, sizin ekranınızda değil kemik isterse kırmızı gözüksün, gözü rahatsız eden şey burada tek bir rengin aşırı baskın olması ve okumaya çalıştığınız yazıdaki rengin bu baskınlık karşısında çok zayıf kalarak okumayı güçleştirmesi. Göz neye odaklanacağını şaşırıyor, bir şeyi okurken sitenin tamamını görmezsiniz, okuduğunuz şeyin etrafı flu hale gelir ama yüksek kontrastta bunu doğal olarak yapmak yerine için ekstra enerji harcıyorsunuz.
Bir çok beyaz ağırlıklı çalışan site var, kanzuk’ta bu sitelere atıfta bulunmuş ama işin aslı öyle değil, isterseniz kendiniz deneyin, facebook, twitter ve ekşi’nin bir screenshot’ını alın photoshop’tan filter>blur>average uygulayın o sonucu sizde göreceksiniz. sadece reddit yakın beyaz baskınlığı konusunda ekşi sözlüğe ama yine biraz kontrasttan kurtarıyorlar.
Bilgisayar monitörleri zaten okumak için tasarlanmamış teknolojik aletler, bunun için daha fazla çaba gösterilmesi gerekiyor kanımca.
Son gelen saman – gri seçimleride olmamış hala konunun özü anlaşılamamış. Tasarımın kendi içerisinde biraz farklılık ve hareket yaratması gerekiyor, bunu başka türlü nasıl tanımlayabilirim bilemiyorum çünkü bir web tasarımcısı değilim, başka sektörlerde işler yapmaktayım. Bu tek düzelik ve statik durum oldukça ve bir renk bu kadar baskın kaldıkça her zaman rahasız edecektir insanları.
Selimdiyor ki:
8 Mart 2016 7:10 pmSiz ekşi sözlük yazarlarını eleştirmişsiniz ve direnişi ilginç bulmuşsunuz ama asıl eleştirilmesi gereken sizsiniz farkında değilsiniz. Çünkü asıl meseleyi aynı başak Purut gibi siz de anlamamışsınız ya da anlamak işinize gelmiyor nedense.
Yazarların birçoğu sizden de benden de daha yeniliğe açık ve bilgili insanlardır ve dertleri, tasarımdan çok arka plandaki beyaz rengin çok rahatsız edici bir beyaz olmasıydı. Ama yönetim bu istekleri şu gerekçeyle görmezden geldi. “Şu anda değiştirilmesin diye isyan ettiğiniz temayı da zamanında beğenmemiştiniz.” Yani şair burada diyor ki her isyan aynıdır önemsemeye gerek yok.
Ama sonucun çok ağır olacağını hesap edemedi. Ne zamanki ekşi sözlük’ün yok olacağını anladı hemen geri vites yaptı ama bu arada çok büyük bir hata daha yaptı. O da dakikada 2 entry silebilme sınırlaması getirmesiydi. Buna haklı olarak sinirlenen yazarlar entry silmeye devam etti ve hala da ediyor. Bilmem anlayabildiniz mi?
anambırdiyor ki:
8 Mart 2016 7:18 pmolayın değişimle alakası yok. insan doğasında değişime karşı olma var evet özellikle böyle sitelerde daha da çok görünüyor, haklısınız. ama örneğin ben beta çıktığı gün betaya geçtim çünkü iyiydi, o kadar. bu değil. kaldı ki, olayın bence tema ile de çok ilgisi yok buzdağının görünen kısmı. sorun tavırda, saygıda gizli. meğer sözlükte kopmaya niyetli, bırakmaya çok yakın bir kitle varmış. başak da çıkıp kısa süre içinde sözlük yazarlarını rahatsız eden bir iki şey yapınca ipin ucu koptu. “100k yazı silindi” insanları daha da gaza getirdi, şu an kartopu gibi büyüyor.
yıllarca otur uğraş, sonra temayı beğenmedim de tüm yazıları sil. böyle bir şey mümkün değil. silen tek bir yazar bile bu kategoriye girmiyor. herkes, bence gerçekten istisnasız herkeste bir birikmişlik, sözlüğe karşı bir küslük var. modların kaldırılması, format, tanım, ekşi sözlük ailesi, liste uzar. sözlüğün değişen yapısından memnum değil insanlar, başak’ın açıklamalarını yanlış buluyorlar. hala gelmiş “ama beyaz tema iyidir”. kabul, beyaz iyidir profesyöneldir.
gezi eylemleri gibi. orada bulunan insanlar için olay sadece gezi parkı değildi, nefretleri eylemlerden hemen 24 saat önce başlamamıştı. birikmişlik vardı. şimdi de aynısı ekşi için oluyor.
BARISdiyor ki:
9 Mart 2016 2:25 am“eskisi iyi olsaydi yenisine ihtiyac duyulmazdi“ dan sonrasini okumadigim yazi duydugum en bos laf sanirim esen kal
Barış VEHBİdiyor ki:
10 Mart 2016 12:56 pmSosyal Mecralarda yapılan eleştirileri yersiz buluyor, yazının gayet güzel tespitler içerdiğini düşünüyorum. Ekşi Sözlük konusuna gelince, evet eski bir kullanıcı için birtakım değişimler hafif burukluk yaratıyor olabilir. Bu gayet normaldir sonuçta bir emek, bir sahiplenme durumu var. Ama arkadaşlar her şeyin değişip dönüştüğü dünyamızda yerinde saymak kabul edilemez. Kim bilir belkide bu değişiklik yakın zamanda solup gidecek olan bir efsanenin yeniden dirilişi, yeni beyinlere bir kucak açış şeklidir. Fevri kararlar verilmemeli emekçilerine saygı duyulup sonuç beklenmelidir.
Aykutdiyor ki:
11 Mart 2016 3:11 amHasan abi ile tanışalı kısa bir süre oldu. Buradaki yazıyı ve yorumları okurken onunla alakalı düşüncelerimde hiç yanılmadığımı gösteren bir hadiseye şahit oldum. Yazı Hasan abinin elinden çıkmış ve naçizane düşüncelerini paylaşmış. Yorumlara bakılacak olursa negatif anlamda oldukça fazla tepki toplamış. Fakat tüm bu tepkileri noktası virgülüne dokunmadan yayınlanması, ‘düşüncelerine saygı duymayan kişilerin’ düşüncelerine bu denli saygı duyması büyük erdem. Çevremde senin gibi insanlar olduğu için çok şanslıyım!
forsakendiyor ki:
13 Mart 2016 4:51 amBir sürü insan eleştiriyor ve sen beğeniyorsun diye güzel olacak değil. Sana göre güzel olabilir. Belki bir takım yenilikler doğru olsa bunca insan eleştirmezdi. Dilersen bir de böyle bak olaya. Blok yazın berbattı.
MEcnun Çınardiyor ki:
13 Nisan 2016 2:20 pmsayın yazar abimiz bence en güzel arka plan AT rengi olur. At renginin kodu #ATATAT’dır. Kireçburnundan sevgilerle.
at yarışıdiyor ki:
15 Nisan 2016 9:22 pmSonuna kadar katılıyorum zaten oraya yazmışsın eksi şeylerde yayınlanması bence çok güzel bir onurlandırma.
Doğru Analizdiyor ki:
25 Nisan 2016 7:58 pmMerhaba Türk kullanıcısının daha doğrusu internet kullanıcısının profili ile ilgili yapmış olduğunuz tüm değerlendirmeler yerinde ve örnekleri ile verilmiş. Sonuna kadar katılıyor ve yazınızdan dolayı sizleri destekliyorum. Başarılar.
kemaldiyor ki:
29 Nisan 2016 3:20 amYazınızı bir solukta okudum. Sonradan gelen edit kısmına gelince üzülmeden edemedim. Sizi çok az tanımakla birlikte Türk internet kullanıcısı ve geliştiricisi için verdiğiniz emeği biliyorum. Keşke sonradan gelen editi yazmak zorunda kalmasaydınız. :(
Bilginizi bizimle paylaşma erdemini gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Biz tecrübelerinizi dinlemek üzere hep yakınlarda olacağız. :)
Oğuz Alp Tandiyor ki:
21 Mayıs 2016 11:24 pmHayırlı vaka olmuş, görüşlerinize katılıyorum
Kumar Alışkanlığıdiyor ki:
7 Haziran 2016 12:04 amDüşüncelerinize katılıyorum teşekkürler
bahis sitesidiyor ki:
7 Haziran 2016 12:05 amGüzel olmuş böylesi şimdi onlar düşünsün
casinodiyor ki:
7 Haziran 2016 12:05 amHarika değerlendirme teşekkürler
canlı bahisdiyor ki:
23 Haziran 2016 10:08 pmÇok güzel değerlendirme ve türk kullanıcı profilini gözler önüne seriyor.
Doruk tolgadiyor ki:
27 Haziran 2016 9:20 am#fff beyaz demek degilmiymis! ben şok.