Kapatmak için Esc tuşuna basın

Tasarımcıya Saygı

Aslında saygılı olmanın ve davranmanın günümüzde  kişisel bir erdem olarak sadece lafta kaldığını gözlemliyor olsak da, bir iş erbabının kendisine olmasa da yaptığı işe ve emeğine saygı göstermenin bir gereklilik olduğunu düşünenlerdenim…

Hayatta en çok zevk aldığım şeylerden biri, insanları uzmanı olduğu işi icra ederken izlemek. Ayakkabı boyacısını, ayakkabıları itina ile boyarken, demir ustasını, tavlanmış demire şekil verirken, bir müzisyeni enstürmanını çalarken izlemek büyük keyiftir.

Onlar işlerini iyi veya kötü olarak icra etseler de, en azından verdikleri emek saygıyı hakeder.

Tasarımcıların, grafikerlerin hatta belki tüm sanatçıların sıkıntısı hakettiği saygıyı görememek belkide. Öyle ya yaptığınız iş için bir hammadde kullanmıyorsunuz. Aklınızdan geçeni ekrana döküp teslim ediyorsunuz. Bu da hem yaptığınız işi hem de ortaya çıkan ürünü bazı mantık sahiplerine göre değerli kılmak için yeterli bir unsur değil.

Sonuçta gözle görülür -ki beğeni faktörüne değişir bu- olsa da elle tutulur bir şey üretmiyorsunuz.

Size gelen iş tekliflerini saygıyla karşılayıp yanıtlasanız da örneğin 1000 lira bütçe ve bir hafta süre istediğiniz iş için “Bize iki günde lazım ayrıca en fazla 100 lira verebiliriz bir yardımcı olun” gibi bir yanıt alıyorsanız, bu aslında yaptığınız işe saygısızlıktır.

Bu durumda en çok vermek istediğiniz yanıt (İlgili firmanın otomobil sattığını düşünelim)

– O halde 20.000 lira değerindeki otomobili bana 2000 liraya verir misiniz ? Durumum biraz sıkışıkta!… şeklinde olur.

Ama bunu yapamaz içinize atarsınız. Çünkü siz hala hayatınızda kibar biri olmaya ve saygısızlık etmemeye özen gösteren birisinizdir…

Yorumlar (4)

  • Alidiyor ki:

    10 Mayıs 2011 9:56 am

    Daha dün verdiğim bir teklife karşı gördüğüm muameleyi bir türlü içime sindiremiyordum. Yaptığımız etiket tasarımlarını neredeyse bedavaya yaptırmaya çalışıyor müşteri. Çünkü etiket baskı firması tasarım ücreti almıyormuş. Öyleyse niye oraya yaptırmadın da bana geldin :)
    Böylesine ezildiğimizi hissettiğimiz bir zamanda duygu ve düşüncelerimize tercüman oldunuz, teşekkür ederim.

  • Canerdiyor ki:

    11 Mayıs 2011 4:40 pm

    Toy zamanlarımda “evet efendim, tabiki ne demek” derdim, artık “abi şindi o dediğin iş öyle olmaz” diyorum.

    Eskiden olabildiğince kurumsal görünmeye çalışırdım, herhalde daha bir ciddiye alınacağımı düşünüyordum. Şimdi teklf isteyen kurumsal bir firma olsa dahi muhatap olduğum vatandaşla direkt samimiyet kurmaya çalışıyorum.

    Referans üzerine çalışmanın en güzel taraflarından biri de seni bulan müşterinin zaten başarısı kanıtlanmış bir iş üzerinden geliyor olması. Yani işin %50’si olan “kendini pazarlamak” olayını es geçip direkt para konuşuyorum ve “benim sattığım karpuz bu, fiyatı da şu, canın isterse” diyebiliyorum, varsın yaptığım işe saygı göstermesin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir