Desginer’s Block, yada Creativity Block denen hadise her tasarımcının başına mutlaka gelmiştir.
Hiç bir sebep yokken birden bloke olmanız, yaratıcı ilham gelmemesi ve üretkenliğinizin bir anda yok olması durumunda neler yapmalı ne gibi çözüm yolları aranmalı birlikte inceleyelim.
Bloke olduğunuz anda yapmanız gereken ilk şey, monitör başından kalkmanız.
Oyun oynamak, sörf yapmak veya eğlenmek için bile olsa bilgisayarınızın başında kalmamalısınız.
Elektronik dünya ile ilişkinizi kesip, gerçek dünyaya döndükten sonra sizi neler rahatlatıp kendinize getirebilir düşünelim.
Sokaklarda dolaşıp mimari yapıları inceleyin. Çevrenizde gördüğünüz yeni veya eski binaları inceleyin, aralarındaki tasarımsal ve işlevsel farklılıkları değerlendirin. Kendinizce sonuçlar üretin!
Yüzeyseli aşıp, detaylara gelin. Trafik işaretlerini, gördüğünüz bir vazoyu, heykelciği, asansördeki butonları ya da trafik işaretlerini inceleyin, bu işi daha önce olmadığı kadar detaylandırarak yapın. Bu zihninizi açmanıza yardımcı olacaktır.
Dışarı çıkıp farklı bir yemek yiyebilirsiniz mesela, bu pekala sizde heyecan ve merak uyandıracak bir durum oluşturabilir, daha önce hiç tatmadığınız, bilmediğiniz bir yemek yemeyi denemek sizi farklı bir konuya kanalize ederek zihninizi rahatlatabilir.
Dergi ve magazinleri inceleyin.
Bugüne kadar hiç okumadığınız ve tarzınız olmayan bir dergiye gözatın, tasarımsal açıdan değerlendirip ilham almaya çalışın.
Doğa yada deniz kenarında kısa bir yürüyüş hepsinden fazla işe yarayacak bir seçenek olabilir sizin için. Beyninize gidecek taze oksijen size beklediğinizden fazlasını yaptırabilir.
Tabi bütün bunları yapmak için önce anlayışlı bir yöneticiye ihtiyacınız olduğu kesin.
Eğer bir kurumda görev alıyorsanız işi bilen kişiler ile çalıştığınız sürece durumunuz anlayışla karşılanacaktır. Ancak aksi durumlarda motive ve yaratıcı hale gelmeniz için ihtiyacınız olan şeyin bir demli çay veya sütlükahve olması beklendiğinden, pek fazla seçeneğiniz kalmayacaktır.
Yorumlar (9)
Levent Karabeyogludiyor ki:
28 Mart 2008 7:56 amSanirim herseyden önce yöneticilerinizin bu yaziyi okumus olmasini saglayin diyorum :)
Bilal Çınarlıdiyor ki:
28 Mart 2008 9:05 amDesigner’s Block kavramını biraz daha geliştirip, benzer olayları ve çözümleri Developer’s Block için de kullanabiliriz sanırım. Saatlerce uğraşılan kodlamadan sonra, tamamen bloke olup, umarsızca nerede bu hata diye aramaya başladığınızda, hemen benzer çözümlerin yazılımcı varyasyonlarını uygulamakta fayda var.
HCdiyor ki:
28 Mart 2008 10:03 amGüzel yazı..
Şiir okumak, kırda bayırda dolaşmak da oldukça iyi gelecektir.
Muhittin Özerdiyor ki:
29 Mart 2008 5:23 pmŞahsen yatağıma uzanıp hayallere dalmayı tercih ediyorum.. Sadece tasarım değil her bloke durumunda ;)
Onur Bayrakdiyor ki:
30 Mart 2008 4:14 pmBi kendine bide ilham perisine bol sekerli bir kahve diyorum Hasan Bey.. Zihni ve uykuyu acar, muhabbeti koyulastirir :)
hasanyalcindiyor ki:
31 Mart 2008 12:54 amŞekerli demişken, şekeri unutmamak lazım.
Beyin temel olarak glukoz yani saf şekerle beslendiğinden, bünyeye bir miktar şeker yüklemesi yapmakda iyi bir fikir olabilir.
Bir gofret, fıstıklı bir çikolata sadece bloke olduğunuzda değil, yoğun çalışma zamanlarında da işe yarayacak bir çözüm.
Sabahladığınız bazı yoğun iş gecelerinde canınızın krize girmiş gibi tatlı çekmesi bu yüzden.. :)
Ali Erdoğandiyor ki:
1 Nisan 2008 10:44 amDesigner’s Block kavramını biraz daha geliştirip, benzer olayları ve çözümleri Developer’s Block için de kullanabiliriz sanırım. Saatlerce uğraşılan kodlamadan sonra, tamamen bloke olup, umarsızca nerede bu hata diye aramaya başladığınızda, hemen benzer çözümlerin yazılımcı varyasyonlarını uygulamakta fayda var.
——-
Bazen gece 4 e kadar bir şeyle uğraşıp, yapamayıp sinir küpü şeklinde yattıktan sonra sabah kalktığınızda sorunun çözümü 10 dakikada zihninizde beliriverir ve ömrünüzden harcadığınız onca stresli saate acırsınız.
MSdiyor ki:
5 Nisan 2008 6:19 pmÖncelikle Bu yazıyı Müdürlerin okumasında gerçekten fayda var =)
“Doğa yada deniz kenarında kısa bir yürüyüş hepsinden fazla işe yarayacak bir seçenek olabilir sizin için.”
Buna %100 katılıyorum İnsanın beynini dinlendirmesi streslerden uzak kalması rahatlık veriyor ve o esnada bir şeye odaklandığınızda gerçekten yapmak istediğinizden daha iyi işler yapabiliyorsunuz.
Cem Akkılıçdiyor ki:
25 Nisan 2008 1:43 pmBLOG ÖDÜLLERİ ALDATMACASI
Selçuk hoca.comda bir duyuru vardı geçenlerde;Blog ödülleri kayıtları başlığı altında reklam kokan bir organizasyondu bu.Düzenleyen site ise,bloglama.com reklam hizmetleri.Bu tarz işlere bulaşmasam bile,sırf altında yatanı ortaya çıkartıp,gözümle göreyim diye bende katıldım.Ancak Onuncuköyden değil elbette.Bu sözde organizasyona diğer müzik bloglarımdan katıldım ve işin içindeki kurnazlığı sezdiğim için uyduruk bir mail adresi ve telefon numarasıyla yolladım bilgilerimi.Katılmak kolay,yayınladıkları forma yazıyorsunuz e-mail adresinizi,isminizi,telefon numaranızı sonra gönderdikleri kodu sitenizin içine yapıştırdınızmı işlem tamam.Ancak işin aslı sonradan yolladıkları bir mail ile ortaya çıkıyor.İlgili kodu yapıştırdıktan 3 gün sonra bana gelen yazıda;’blogunuz uygun değil,altı aylık olmamış’dediler.İçinizden,katılım koşullarına eklesenize bu kuralı uyanıklar diyorsunuz ama söyledikleriniz sadece içinizde kalıyor.Halbuki benim müzik bloglarım beşbuçuk aylık.Ne kadar üzüldüğümü bilemezsiniz.Selçuk hoca ise bu konuda pek mütevazi açıkcası.Yaptığı reklamda;’Şahsen birincilik gibi bir hedefim ve iddiam yok ama bu organizasyona katılmaktan keyif duydum. Aslında yarışmaya oy veren ve katılan herkes karlı çıkacak. Blog yazarları yeni okuyucular kazanacak, blog okurları yeni bloglar keşfedecekler’ diyor.Gerçekten etkileyici ve cilalı sözler bunlar.
Bu tarz işleri düzenleyenler,tıklanma oranlarını artırmak ve daha fazla reklam geliri almak için ya da çok büyük olasılıkla mail adreslerinizi salı pazarında mangır karşılığı satmak için yapıyorlar.Yani,toplu mail adresi satışı yapan sitelere malzeme oluyor gariban email adresiniz.Bir süre sonra ise bolca spam mesajı yağmuru başlıyor tabi.
Organizasyonu düzenleyen akıllıbıdıklar öyle bir havaya girmişler ki,kendilerini eurovision tarzı bir yarışma sanıyorlar.Zaten Selçuk hoca’da yaptığı reklamda, işin içine heyecan katmak ve milletin popstar tarzı varoş yarışmalarına olan merakını bildiğinden,kendisini popstara katılmış gibi heyecanlı hissettiğini yazmış.Gerçekte,birincisinin önceden belli olduğu bu tarz organizasyonlarla ilgili bir çok bilgi var internette.Verdikleri gaz muhteşem doğrusu,adrenalin tavan yapıyor.Heralde birincilik ödülü olarak da zavazingo veriyorlar çünkü bunuda açıklamamışlar,havada kalmış.Ödül ile ilgili bilgi almak istediğinizde ‘çok yakında açıklanacaktır’yazısıyla karşılaşıyorsunuz.Kim katıldığı yarışmanın ödülünü bilmek istemez ki,hemde kayıt süresi biteli neredeyse bir hafta olmasına rağmen.Duyurunun sonuna;ödül gecesine mutlaka gelin,gelmeyenler pişman olur şimdiden söyleyelim gibi heyecan yükseltici yazılar eklemişler.Anlatım tarzlarına bakınca,Altın portakal halt etmiş yanında.Büyük olasılıkla o gece,Amerika’da filmleri iflas etmiş ve para kazanmak için Türkiye’ye gelip özel kanalın birindeki Buzda dans yarışmasında jürilik yapmış olan Kevin Costner’da olacak ve Bill Gates’de kürsüye çıkıp birinciye aferim diyecek.Bakarsınız bu parıltılı gece için söyledikleri süprizlerin arasında ulusal kanal tv yayınıda vardır.
Ketenpereciler,belli ki taze mail adresi toplamak için bu yöntemi geliştirmişler.Ciddi görünmek için microsoftun logosunu bile kullanmaktan çekinmemişler.Toplu mail adresi satışı yapan siteler ellerindeki adresleri nasıl güncelliyor sanıyorsunuz?Siz dikkatli olun,böyle ne olduğu belli olmayan yarışma,tanıtım vs. tarzı işlerden uzak durun.Ancak herşeye rağmen merakınızı yenemiyor ve mutlaka bir defa denemeliyim diyorsanız,gerçek telefon numaralarınızı yazmadan ve hiç kullanmayacağınız bir mail adresi göndererek katılın.
Not: Kayıtlar geçen hafta bitmişti.Ancak bir açıklama yaptılar ve birkaç gün daha uzattılar.Anlaşılan istedikleri kadar katılım olmadı.Ödül ile ilgili bir açıklama ise halen yapılmadı.
Cem Akkılıç Onuncuköy
21Nisan2008
http://cemologyonuncukoy.blogspot.com/2008/04/blog-dlleri-aldatmacasi.html