Kapatmak için Esc tuşuna basın

Logo Sadece Logo’dur!..

Logolar bir firmanın kimliğini kişilerin bilinç altına taşıyan en önemli araçlardan biri şüphesiz. İyi tasarlanmış kendini ifade eden bir logonun akılda kalıcılığı da, markanın bilinirliğine de katkısı yüksek oluyor her zaman. Ancak logolara yüklenen, sırf logoyu firmaya pazarlamak için gibi görünen garip hikayeleri de çoğu zaman yadırgıyorum.

Bir marka yaratmak, hep kafamızda öncelikle bir logo ya da amblemin oluşması ile başlıyor genelde. Aslında bilinir bir marka yaratmak sadece kalıcı bir amblem yapmak ile bitmiyor elbette. O markanın (şirketin) kullanıcı veya tüketicileri ile iletişimi, pazardaki yeri, yarattığı mutlu müşteri deneyimi ile bir bütün halinde markalaşıyor.

Bu iletişim içerisinde  o marka için yaratılan logo en önemli unsurlardan biri olarak yer alıyor. Hatta bu logo ve amblemler hayatımıza ve bilinç altımıza o kadar işlemiş durumda ki buradaki logo bilginizi sınadığınız iPhone oyununa bile ilham kaynağı olabiliyorlar.

Tüm bunlar bir yana özellikle firmaların kurumsal kimliklerini yenilediklerinde logoları hakkında yaptıkları açıklamalar kimi zaman gülünç oluyor. Bazen bu tanımların sadece logoyu hazırlayan ajansların, müşterilerine şirin görünmek, hatta işlerini kabul ettirmek için, hazırladıkları görselin altını doldurmak üzere uydurduklarını bile düşünüyorum.

Bir amblem ya da logo öncelikle kendini ifade edebilmeli. Peki nedir kendini ifade bir kaç örnek üzerinden gidelim. Burada logoların içerisine ilgili oldukları alanlarla ilgili küçük mesajlar gizlenmiş. Bu tip logoların daha etkileyici olduğu kesin.

 

Logolar yeterince ifade kabiliyetine sahip ise altını uzun ve gereksiz hikayeler ile doldurmanın mantıksız olduğuna inanıyorum.

Örneğin benim çok beğerndiğim yeni petkim logosu için yapılan açıklama da bana komik gelmişti. Yeşil; çevreye ve gezegene saygıyı; huzur, barış ve işbirliği arzusunu; Kırmızı; yapılan işe duyulan tutkuyu, dinamizmi ve enerjiyi; Mavi; ciddiyeti, akıllı ve soğukkanlı duruşu, özgüveni ve yenilikçiliği simgeliyor, oysa ben petkim logosuna baktığımda tek gördüğüm eskisine göre daha modern ve gündemden geri kalmayan bir şirket imajı algılıyorum, bu köklü şirkete asla saygısızlık etmek istemem ama bu güzel logoya baktığımda aklıma gelen ilk şeylerden biri; huzur, barış ve işbirliği arzusu değil!

 

 

Siirt Valiliği’nin yeni logosu bence hem modern hem de klasik öğeleri içeriyor. Temiz ve şık. Ancak logo tanımına gelince işler biraz karışıyor. Logo için, Veysel Karani hazretlerinin Anne sevgisini, İbrahim Hakkı hazretlerinin hocasına olan saygınlığını ve Siirt ilimizin doğal güzellikleri ile Siirt Fıstığını anlatan sade ve anlamlı bir logo şeklinde bir tanım yapılmış.  İbrahim Hakkı hazretlerinin hocasına olan saygınlığını bu logonun neresinde algılamam gerektiğini bilemiyorum.

Eğer logo üzerinde görsel olarak açıktan ya da gizliden bir mesaj yoksa, arkasını böyle zorlama detaylar ile doldurmak çoğu zaman anlamsız olabiliyor.

Eczacıbaşı’nın yeni ve bana göre muhteşem logosu için kurumdan hayli kısa bir açıklama gelmişti. Onlar işi karmaşıklaştırmadan açık ve net olarak bu logo bizim yenilikçi ve modern vizyonumuzu ifade ediyor şeklinde bir açıklama ile logolarını hayata geçirmişlerdi. Zaten hayat da bir yandan bu kadar basit değil mi?

Bir de yakın geçmişten gelen ve ait olduğu kurumu ifade edemeyen, kafa karıştıran logolar var.

Baştada da ifade etmeye çalıştığım üzere logo ve branding (markalama) aynı yolda yürüyen, farklı işler. Özellikle ülkemizde bu iş daha ciddiye alınarak buradaki örnekteki gibi grup çalışmaları ile (Özellikle büyük firmalar için) çözüme ulşamazsa daha bir çok görsel facia ile karşılaşabiliriz.

Elbette lokal kurumlar için bu denli detaylı bir çalışmanın gereği tartışılabilir. Ancak kişisel fikrim, bütçelere göre yine de iyi ve modern logolar tasarlanabileceği. Ah! Tabi unutmamak lazım ki hala word üzerindeki hazır klip art’lar ile tasarlanan logoları offline mecralarda gördüğümüz bir ülkedeyiz. Bilginin bu kadar hızlı yayıldığı ve paylaşıldığı bu dönemde, her şeyin biraz daha güzel ve estetik olabileceğine inananlardanım…

Yorumlar (10)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir