Kapatmak için Esc tuşuna basın

İsmi Olan Renkler

Renkler hayatımızın her yerinde. Kimi zaman estetik duygularımıza hitap etmek için, kimi zaman bizi uyarmak ve yol göstermek, kimi zaman da duygu durumumuzu anlatmak için. Ekranlar, binalar, araçlar gündelik hayatımızda kullandığımız hemen her şey renkli. Peki kendine özel isimleri olan renkler hiç dikkatinizi çekti mi?

Geçtiğimiz günlerde önüme düşen bu instagram postu kafamda minik bir ampul yaktı. Bir isme sahip olan ve öyle tanınan, tanımlanan renkler…

#Vecihi’nin rengi artik ‘British Racing Green’. En sadik dostum.

A photo posted by M. Serdar Kuzuloglu (@mserdark) on


İnternet Ekipler Amiri; çok sevdiğim, birlikte çalışma şansına eriştiğim M. Serdar Kuzuloğlu  Vespa’sının rengini değiştirmiş ve yeni rengi için British Racing Green tanımlaması yapmıştı.

Gerçekten hafızamın geriye doğru derinlerine indiğimde klasikler döneminden bu yana, hatta bugün bile İngiliz yarış arabalarının bir çoğunda bu renge rastlamıştım ve bu renk kendi özel ismiyle anılıyordu.

brg

Biraz daha araştırdığımda aslında motor yarış dünyasının kendine has özel olarak anılan renkleri olduğunu öğrendim.

British Racing Green’e geri dönersek aslında bu ton yeşilin motorize modern döneme ait bir tanımlama olmadığını, daha eskilerden klasik İngiliz at yarışları döneminden, jokeylerin giydiği özel sürüş kıyafetlerinden ve eyerlerinden modern zamanlara gelen bir renk tonu olduğunu da bilgilerime katınca bu yazıyı yazmak şart oldu.

Ben bir tasarımcı olarak genelde renkleri sadece ismi ile belirtirim. Bir tanesi hariç: Lufthansa Sarısı!

lufthansa

Sanırım hayatımda en sevdiğim renk de bu. Çocukluğumdan bu yana seçme şansım olan hemen her objede elim sarı renge gitmiştir. Hala da öyle. Özellikle Sarı rengin bu tatlı tonunu taşıyan versiyonuna Lufthansa sarısı dendiğini uzun yıllar sonra öğrenmiştim.

Daha fazla kurcalayınca aslında Avrupa’nın kullandığı RAL colour standard denilen bir renk kataloğuna ulaştım.

Avrupa kıtasında hangi rengin ne için kullanıldığı ve tanımı özel adı ve kökeni ile açıklanan bu listede başı elbette endüstri standartlarının efendisi Almanlar çekiyor. Örneğin Sülfür Sarısı’nın yıllardır Avrupa Birliği Ambulanslarının tek tanımlı rengi olduğunu bilmiyordum.

ambulans

Daha fazlası ne olabilir diye araştırırken aslında onlarca rengin kendine özel isimleri olduğunu ve böyle anıldığını öğrenmek çok da şaşırtmadı beni.

Örneğin Savaş Gemisi Grisi rengi sadece donanmaya ait araçlarda kullanılan gri tonlarına verilen bir isim. Ancak kullanım alanı çoktan ordu özelinden çıkmış, bir çok arabanın favori rengine haline gelmiş bile.

savas

Bleu de France yani Fransız mavisi kökenleri 12. Yüzyıl Fransız monarşisi döneminde el sanatlarında kullanılan, sonrasında modern çağlarda bir çok Fransız araba yarış takımında ve Fransız yolcu gemisinde kullanılan bir renk olmuş.

french

Bir başka örnek ise Meksika Pembesi. Belli bir kaynak olmasa da bizdeki Çingene Pembesi olarak tanımlanan bu renk 40’lı yıllarda  Meksika’ya seyahat eden Ramón Valdiosera’nın yerel köylü kıyafetlerinin çevrede yetişen pembe Begonvillerden esinlenen renk tonlarında olduğunu fark etmesi ile ortaya çıkmış. O zamandan beri de Meksika Pembesi olarak isimlendirilmeye başlanmış.

cingene

Hayatımıza daha yakın dönemde giren bir başka renk ismi ise Android Yeşili. Kökeni tahmin edebileceğiniz gibi Google’ın Android robotundan geliyor.

android

Indian Red, Kızılderili Kırmızısı ise, o dönemde yaşayan kızılderililerin bulunduğu toprakların renginden geliyor. Kızıl tonlarına sahip toprak tonlarından oluşan renk skalasının bir çok üyesi var. İlk olarak 1920’li yıllarda söylenmeye başlanan renk ismi, ilerleyen dönemlerde başta lokomotifler olmak üzere bir çok motorlu aracın rengine ilham vermiş.

kizil

Bizim kültürümüze de girmiş renk isimlerinden biri de Hardal Rengi. Sofra hardalının renginden esinlenerek adlandırılan renk bir çok dönemde tekstil ürünlerinin vazgeçilmezi olmuş. Bu arada rengi ve tadı ile uzun yıllardır vazgeçemediğim ürünlerden biri Delizia hardalları. (:

hardal

Bir başka örnek Oxford Mavisi ise Oxford Üniversitesi’nin kuruluş zamanı olan 1000’li yılların başından geliyor. Yıllar içerisinde bir çok tekstil ve motorlu araç boyamalarında kullanılan renk aslında bizim bildiğimiz Parliament ya da gece mavisine oldukça yakın bir renk. Oxford Üniversitesinin logosundan gelen bu renklerin bir kaç ton açığı ise Cambridge mavisi olarak biliniyor ve günümüzde de bir çok üniversite ve kolej takımına renk ilhamı vermiş durumda.

oxford

Ve elbette Turkuaz. Tamamen Türk kökenli orijinal rengimiz. İlk olarak Türkiye’de çıkan Turkuaz taşlarına verilen isim Fransızcaya geçerek bu renge adını vermiş. 1573 yılında ise ilk kez İngilizler tarafından bu rengi tanımlamak için kullanılmış. Bu çok özel yeşilimsi mavi varyasyonlara sahip rengin günümüzde bir çok üründe kullanılan ve sevilen bir renk olduğunu söylemek mümkün.

turq

Yabancı kültürlerde bir çok isimlendirilmiş renge rastlamak mümkün, Bulgar Gülü (Bulgaristan’daki gül vadisinde yetişen güllerin renklerinden gelen bir skala.), Ufo Yeşili (Uzaylı çizimlerinde kullanılan yeşilimsi ton.), UPS Kahvesi (UPS logosunda kullanılan kahverengi ve yakın tonları.) bunlardan sadece bazıları.

Kendi kültürümüze döndüğümüzde  bizim de bir çok rengi tanımlamak için isimlendirdiğimizi görmek mümkün. Kanarya Sarısı, Patlıcan Moru, Çivit Mavi, Asker Yeşili, Zeytin Rengi, Portakal Bengi, Yavru Ağzı, Vişne Çürüğü aklıma gelen örneklerden bir kaçı.

pastel

Tüm bu isimlendirilmiş renklerin bir çoğunun kökeninde yatan asıl hikaye ise pastel boyalara dayanıyor. Pastel boyanın icadı ve satışının başlamasından sonra, ürünlerini çeşitlendirmek isteyen üreticiler aslında orjinal bir renge ait (Örn: Kavuniçi) boyaların yakın tonlarını da üretip ancak aynı ismi veremeyince önce açık ve koyu diye tanımlayıp ardından farklı şekilde isimlendirmeye başlamışlar. Bu da, sonradan kalıcı olan bir çok renk ismini ortaya çıkarmış. Çikolata, Gül Rengi, Koyu Kahve, Elektrik Mavi, Limon Sarısı, Deniz Yeşili ve Pas Rengi bu tip isimlendirmeler için akla gelen ilk örnekler.

 

Buradan konuyu bir cümle ile arayüz tasarımına bağlamak gerekirse, bu hızlı tüketim dünyasında  estetik değerleri kaybetmedikçe artık arayüz tasarımında renklerin çok fazla bir öneminin kalmadığını düşünüyorum. Birincil öncelik her zaman fonksiyonalitede olmalı.

Hepinize bol renkli günler

:)

Yorumlar (6)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir